Bir varmış bir yokmuş. Kainatta ilk yaratılan çiçek güllermiş. Yeryüzü yaratıldıktan bir süre sonra şekillenmeye ve farklı türlerde çiçekler, ağaçlar ve otlarla bezenmeye başlamış. Kainatı güzelleştirmek isteyen yaratıcı çiçekleri yaratmaya başlamış. Bu aşamada ilk yaratılan çiçek olan güller topraktan başlarını çıkarmaya başlamışlar.
Gül perisi güllerin yaratılmasında rol oynayan bir peri imiş. Güllerin yaratılacağı yere giderek tılsımlı sözlerini söyler ve bu topraklarda güller bitmeye başlarmış. Bu çiçek perisi nereye giderse gitsin ve nerede güllerin açması için tılsımlar yaparsa yapsın topraktan çıkan tüm güller beyaz renkte çıkmaktaymış.
Kainatı güllerle donatma işlemi bittiğinde gül perisinin de işi hafiflemiş. O artık sadece güllerin durumunu kontrol ediyor ve güllerin solması veya çürümesi halinde eksilen güllerin yerine yenilerinin çıkmasını sağlıyormuş.
Günlerden bir gün gül perisi yine doğadaki gülleri kontrol ediyormuş. Bir de ne görsün, güller arasında bir kırmızı gül. Bunu gördüğüne çok şaşıran ve bunun nasıl olduğunu merak eden gül perisi kırmızı gülle sohbet etmeye ve neler olduğunu öğrenmeye çalışmış.
Kırmızı gül, gül perisine: ‘’Ben beyaz olarak yaratıldım ancak bir gün çok uzak diyarlardan bir başka beyaz gülün muazzam kokusu beni öyle duygulandırdı ki bu duygularla yaprakların kızarmaya başladı.’’ demiş. ‘’O beyaz gülün kokusuna aşık oldum ve bu aşk benim rengimin değişmesine neden oldu.’’ demiş.
Duydukları karşısında çok duygulanan ve hayretler içerisinde kalan gül perisi bundan böyle kırmızı güllerle karşılaşabileceğini düşünmüş. Kırmızı güllerin neden kırmızı olduklarını artık biliyormuş. Gül perisi rutin kontrollerini yaparken arada sırada rengi değişen güller görmeye başlamış. Kırmızıya dönen güller aşktan, sarıya dönen güller hasretten, pembeye dönen güller ise güzel arkadaşlıklardan dolayı renk değiştirmekteymiş.
Gül perisi eksilen beyaz güllerin yerine yeni beyaz güller tılsımlamaya devam ededursun doğadaki güller farklı renkleri ile yeryüzünü güzelleştirmeye ve kainata renk katmaya eşlik ediyorlarmış. Bu masal bize tüm renkleri içerisinde barındıran beyazın nasıl da farklı duygularla değişebildiğini göstermektedir. Tıpkı tüm insanların farklı duygular ile farklı kişiliklere bürünebileceği gibi.